Beykoz…
Boğaz’ın incisi, İstanbul’un oksijen deposu ve en güzel ilçesi…

Beykoz Belediyesi’ni aralıksız 20 yıl boyunca AKP yönetti.
Üç belediye başkanı vardı;
Yücel Çelikbilek,
Muharrem Ergül,
Murat Aydın
Hepsinin de Erdoğan ile arası iyiydi. Fakat hiçbiri bu durumu ispatlamaya çalışmadı.

20 yıl boyunca sorunların tamamı çözülemedi. Belki yasalardan kaynaklı çok başlı sorumluluk alanları bunda etkili oldu; ama çözülen sorunlar da vardı.

Başkan vekili, çözüm bekleyen sorunlar için umut vermek ve güçlü görünmek amacıyla telefon görüşmelerini videoya aldırıp sosyal medyada algı oluşturma konusunda gerçekten çok başarılı.
Her defasında “Ben çok güçlüyüm” demek istiyor.
Oysa güçlü olan, sürekli gücünü ispatlamaya uğraşmaz.

Atladığı bir şey var: Burası Beykoz.
Bu videoları AKP Beykoz teşkilatındaki her üye keyifle izliyor mu, emin değilim. AKP içindeki ayrı gruplaşmalar çok açık görünüyor. AKP’de Muhammed Hanefi Dilmaç gerçeği var; bunu kimse yadsıyamaz.
Konuyu dağıtmayayım. Bu kısmı başka bir yazıya bırakıyorum.

CHP’nin Beykoz’u yönetmesi için oy kullanan seçmenin videolara tepkileri ise sosyal medyada artıyor.

Hatırlayalım:
20 yılın sonunda, 31 Mart 2024’te, Beykozlu “Yeter artık!” dedi.
Sandıkta öyle bir mesaj verdi ki; 20 yıl sonra belediyeyi değiştirdi, CHP’ye teslim etti.

Ama… Mahkeme süreçleri başladı, görevden almalar yaşandı.
Ve film burada kopmadı: Meclis üyelerinin oylarıyla seçimle gelen başkanvekili sürpriz bir biçimde CHP’den istifa edip AKP’ye geçti!
Ve Beykoz Belediyesi’nin yönetimi “tak” diye geri döndü AKP’ye…

Böyle şeyler filmlerde olur sanıyordum ama Beykoz’da gerçek oldu!

CHP, 20 yıl sonra belediyeyi örgüt ile kazandı, köseler ile kazandı.
Kim teslim etti, kim geri verdi?
Belediye, kazanıldığı günden verildiği güne kadar ayakları yere basmadan yürüyenler; kendisini aynaya bakmadan makamlarda konumlandırmaya çalışanlar tarafından kaybedildi.
Kişisel menfaat peşinde koşanlar suçludur.
Belediye koridorlarını ilçe başkanlığı gibi kullananlar suçludur.

Kızgınlık var mı? Elbette var.
Düzelir mi? Düzelir. Ama öyle sosyal medya paylaşımlarıyla düzelmez.
Bu iş, siyasi PR’la hiç düzelmez.

Beykoz’da yeniden çıkış yapılacaksa önce şu sorunun yanıtı aranmalı:
Belediye Başkan Vekilinin bu kararı almasının nedenleri nelerdir? Kimler bu kararın alınmasında etkili olmuştur?

Bu soruya dürüstçe yanıt verildiği gün, Beykoz’da taşlar yerine oturur.

CHP, Beykoz’da bu durumu toparlar mı? Toparlar.
Önce kendine bir gelecek çizer, yapılan hatalardan ders çıkarır, güven tazeler ve örgüte, seçmene açık ve net bir dil kullanır ise neden olmasın.
Kişisel ve rantsal menfaat peşinde koşanlar ayıklanmalı…
Sonrasında ise
Çok çalışmak
Ve
Çok emek vermek gerekir.

Beykozlu 31 Mart’ta yeniden umut verdi…
Bir daha neden olmasın?