
EN SEVDİĞİN BEN GELDİM
“En sevdiğim Sen”e geldim.
Nereden, nasıl, niçin geldim, ne zamandır sendeyim? Önce sen miydin gelen yoksa ben miyim? İkimiz aynı anda mı geldik birbirimize? Burun farkıyla mı geçti birimiz diğerini? Yıllar önceden gelmiştin de bekliyor muydun gelişimi? Sanki öyleydi.
Sen çok önceden gelmiştin, değil mi?
Ne önemi var, diyebilir çoğu insan. Dikkat edin, birine gitmek değil mesele, birine gelmek… Birine geldiğin o anı bilmek iki kişi için de güvenli alana geçiş biletidir. En iyi tarafı da kendinden gitmek değildir bu; elinde, dilinde, gönlünde, cebinde ne varsa onlarla gelmek, diğerinin elindeki, dilindeki, gönlündeki, cebindekilerle birleşmek, çoğalmaktır. Birinin “En sevdiği ben”i olabilmektir. Birine “En sevdiğim sen” diyebilmektir. Saf, hesapsız sevgidir, emekle yoğurur, emekle yoğrulursun. Nereye dönersen, neye bakarsan bak, gözbebeğinde gölgen kalır, gölgesi kalır gözbebeğinde!
Kıyamazsın!
Mutlulukta da acıda da hep onu istersin yanında… Eksik hissedersin o olmayınca… Hayatın anlamı her ne ise senin için değişiverir önceliğin. “En sevdiğin o” tüm anlamları yeniden şekillendirir. Bağların güçlenmesi için zaman elbette önemlidir ama bazen bir bakışta bazen bir sözde bazen de düşünceli tek bir harekette o bağın gücü yürekleri birleştirir.
Koskoca zamanlar sığıverir küçücük anlara…
Birini tanımak – ki kim birini gerçekten tanıyabilir, bilemiyorum. – tanıdığın kişiyi kabullenmek dünyanın en zor şeyi… Kendini tanımayanların ya da tanıyıp da kabullenemeyenlerin harcı değil bir başkasını tanımak için çaba göstermek ve günahıyla sevabıyla onu kabullenmek… Aynı soydan olanlarımızı bile tanıyamayız bazen… Soyumuzla övünürken içimizden birinin soysuzun teki olduğunu öğreniveririz, şaşıp kalırız. Elimizde büyümüştür ya da birlikte büyümüşüzdür, yakıştıramayız, konduramayız.
Soylu tanıdığımız, tanımadığımız bir soysuzdur işte! Hırsız da olsa katil de olsa en kötü ihtimalle o, annesinin “En Sevdiğim Sen”idir. Ya annesi onu yanlış tanımıştır ya da ne olmuştur bu iyi çocuğa, ne gelmiştir de başına…
…
Sen de seviyorsun beni biliyorum. Ne yaparsam yapayım seveceksin daima… Ben de seni sevdim çok… Ne yaparsan yap seveceğim de… Bir anne gibi belki bir kardeş gibi belki yüzyıllar önce ayrılmış da bugünün dünyasında tekrar kavuşmuş iki yaşlı dost ruh gibi… Neyse ne, nasılsa nasıl, ne zamansa ne zaman!
“En Sevdiğin Ben” geldim.
“En Sevdiğim Sen”e geldim.
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

