İYİ Parti’den aday adayı olan Av.Erdal Demir, Milletvekilliği konusunda iddialı olduğunu dile getirirken, emekçi bir insan olarak gerek bürokrasi ve gerekse siyasi tecrübelerinin Milletvekilliği yolunda çok önemli bir kriter olduğunu savundu.

“1972 yılı Ordu Mesudiye doğumlu Erdal Demir, 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Barosu nezdinde avukatlık stajı yapıp 1998 yılında İstanbul Barosu’na üye oldu. Halen İstanbul Barosu üyesi olan Erdal Demir serbest avukatlık yapmaya devam ediyor.”

Beykoz Özgün Haber gazetesi İmtiyaz Sahi Sedat Dalar,  İYİ Parti 28. Dönem İstanbul 1.Bölge Milletvekili Aday Adayı Av. Erdal Demir ile gerçekleştirdiği söyleşi…

Erdal DEMİR

(İYİ Parti 28. Dönem İstanbul 1.Bölge Milletvekili Aday Adayı)

Ocak 12’de aday adayı olacağımı açıklamıştım, Ocak 12’den beri yaklaşık 3 aylık bir süreyi geride bıraktık. Aday adaylığımızı açıkladık, bir yol haritası oluşturmuştuk. Bu yol haritasının ilk basamağı 6 Şubat’ta AK Parti ve CHP meclis gruplarını ziyaretti. Biz onu cuma günü planladık pazar günü bizim Teşkilat kahvaltımız vardı, pazartesi günü de Beykoz Belediyesi Parti Meclis gruplarınızı ziyaret edecektik, o gece deprem oldu. Biz o ziyareti gerçekleştirdik ama depremde siyaset olmayacağı için depreme yoğunlaştık. Bir aylık süreç bu şekilde geçti, hiçbir siyasi çalışma yapmadık. Akabinde seçim kararı alımı resmî gazetede yayınlandıktan sonra 10 Mart’tan itibaren biz tekrar aday adaylığımız sürecinde ki çalışmalara kaldığımız yerden sahaya indik.

“Beykozlu, Beykozlu bir vekil istiyor.”

Beykoz’da ben şunu gördüm; Beykozlu, Beykozlu bir vekil istiyor. Yani bunun bir eksikliği var. Bizim aday adaylığımızda bunun doldurulabileceğine ilişkin insanlarda bir umut oluşturdu. Bu da birincisi, bir sinerji oluşturduğu kanaatindeyim. İkincisi, Beykoz’da aday adaylığını ilk açıklayan bendim. Bu diğer arkadaşlarımıza hem bizim partimizden hem diğer partilerden teşvik ettiği kanaatindeyim. Üçüncüsü, ne kadar kabul etsek etmesek de Türkiye’de siyaset hemşehricilik üzerinde yürüyor. Beykoz’da da bizim hemşehrilerimizin yoğunluğu var, dernekler var. Dernekler ve dernek başkanları aşısından çok ciddi bir umut ışığı oldu, ben bunu hepsinin farklı partilerde siyaset yapan arkadaşlarımızın gözünde de gördüm. Hem Beykozlu bir vekil isteniyor hem de tabandan gelen birileri isteniyor.

“Temayül yoklamasında 15 bin üyemiz oy kullandı.”

Partimizde temayül yoklamasının yapılıp yapılmayacağı kesin değildi. Geçtiğimiz hafta içinde de temayül oylamasının yapılacağı kesinleşti. Ve orada büyük bir coşku vardı. 39 ilçe Haliç Kongre Merkezi’nde İl Başkanlığımızca düzenlenen 28. Dönem Milletvekilliği temayül yoklamasında 3 ayrı bölümde 3 bölge için oy kullandılar. Demokrasinin siyasi partilerde başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer siyasi partiler kendi içerisinde demokrasiyi oturtamazlarsa ülkede çok umut ışığı veremiyorlar. O anlamda partimiz için bir umut ışığıydı. Ancak tabii İstanbul’daki trafik yoğunluğu, Ramazan olması katılımı biraz daha azaltmış olabilir. Yaklaşık bir 15 bin üyemiz orada oy kullandı.

“Temayül yoklamasında 450 Beykozlu oy kullandı.”

Beykoz boyutu var bir de İYİ Parti Beykoz boyutu var. Şimdi, İYİ Parti Beykoz ilçemiz olarak biz bu iki buçuk aylık süreci birlik beraberlik içerisinde devam ettirdik. Tabii iktidar mücadelesi hem ülkede var hem de partiler içerisinde var. Çok şükür bu biz bu süreci ilçe başkanımızla, İlçe yönetimimizle, mahalle başkanlarımızla ve oraya gelen yaklaşık 450 üyemiz katıldı. yüzümüzün akıyla atlattık. Bu bizim için, partimiz ve ilçe yönetimimiz, ilçe başkanımız ve kendi adıma aday adayı sıfatıyla büyük bir kazanım. Bizler 14 Mayıs’ta Beykoz’da sahada tüm üyelerimizle, teşkilatımızla sahanın her yerinde olacağımız ve çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacağımıza yönelik bir yol haritası çizdi. Öncelikle bu bizim kazanımımız. İkincisi, insanlar hamasetten bıktılar. Yani vatan, millet, bayrak siyaseti… en son seccadeyi kutsallaştırdık. Gençler bunlardan tiksiniyorlar artık. Dolayısıyla bunların artık tasfiye edilmesi lazım. ‘Bal tutan parmağını yalamayacak’ diyorum. Bunu bana söyleten bir geçmiş yaşadıklarımız var. Siyasetçiler güvenirlikte alt sıradalar dediniz. Çünkü örnekleri var. Adam sülalesini kamuda işe doldurmuş, Cuma namazında hoca diyor ki ‘Allah iyiliği akrabaya yardım etmeyi emreder’. Bunu dinleyen, gören bir genç onun temsil ettiği düşünceye de inancını kaybediyor. Dolayısıyla bu sorunlu siyasi yaklaşımın dine alet edilmesi dine büyük zara veriyor.

“O gençlere selam olsun.”

Ben bir paylaşım yapıyorum; ‘Ülkemiz adına aydınlık yarınlar için’ diyorum ve ön seçime gidiyoruz, ardından diyor ki ‘HDP, PKK’yla mı’… Ya Allah seni ıslah etsin, bir şey diyemiyorum, buna verilecek bir cevap yok. Basın toplantısında da söyledim, tekrara düşmek istemem, bu ülkede son dönemde ‘bunlar da olur mu? diyeceğimiz her şey yaşandı. O gençlere selam olsun. Bu ülkeyi kurtaracaksa o yeni nesil siyasetçi özlemi içerisindeki toplum kurtaracak.

“Vekillik konusunda iddialıyım.”

Kesin adaylık listesi ayın 9’unda Yüksek Seçim Kurulu’na verilecek siyasi partiler tarafından. Partimiz bu millete hizmet edecek vekil istiyorsa çok kıymetli aday adayları var ama ben de bu konuda iddialıyım. Parti bir ön seçim yaptı ve o ön seçim sonuçlarının dışına çıkmayacaktır. Sıra olarak bir şey diyemiyorum çünkü ön seçimin sıralaması daha netleşmedi.

“İnsanların derdini dert edinen bir insanım.”

25 yıldır avukatlık yapıyorum. Ondan öncesinde üniversite hayatında dahil 8 yılda işçi olarak çalıştım. 17 yaşında kamuda işçi olarak çalışmaya başladım. Dolayısıyla bugüne kadar hep emeğiyle çalışarak hayatını idame ettirmeye çalışan bir insanım. Hiçbir zaman Konfor alanım olmadı yani ben bu koltuktan kalkarsam ‘ben her şeyimi kaybettim’ gibi bir şeyim hiç olmadı, Allah bize ne kadar ömür verirse hiçbir zaman da olmayacak inşallah. Dolayısıyla ben insanların derdini dert edinen bir insanım.

“Hayatım bürokrasinin çarkları içerisinde ezilerek geçti.”

Bize böyle bir görev verirse ibadet mantığıyla 24 saatin her bir dakikasını bu millete hizmet için geçireceğime dair kendime sözüm var. Bunun aksin olsa kendimi inkâr etmiş olabilirim. Benim vekil olmam şart değil ama bu çileleri çekerek hayatın içerisinde yoğrularak gelmiş insanların orada olması lazım ki herkesin derdiyle dertlenen, bu ülkede insanların hayatını kolaylaştırmak için çaba harcayan insanların olması lazım. İkincisi az önce söyledim, 25 yıllık avukatım. Hayatım bürokrasinin çarkları içerisinde ezilerek geçti. Bu ülkede çok ciddi bir bürokrasi var. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi de bunu mevcut bürokrasiyi 10 katına çıkarttı. Beykoz belediye Meclisi’nde benim en son 15 Şubat 2019 konuşmam var. Orada ben dedim ki ‘Beykoz halkına hizmet için buraya geldik ama sözlerimizi yerine getiremedik. Bunun ayıbı bana değil, burada bir çark kurulmuş. Ya o çarkın içerisine gireceksiniz ya da sözünüzün bir kıymeti, olmayacak’ dedim. Ben Elhamdülillah o çarkın içine hiç girmedim o çarkı da parçalamak için içeride mücadele vermiş birisiyim.