Yeni adresimiz
Ana Sayfa Yazarlar 28.10.2025 16 Görüntüleme

İYİLİK İYİDİR

Sevgi neydi? Sorusu 70’li yıllarda bir film repliği olarak sorulmuştu bize. Saçlarımıza aklar düşmeden önce, tabii ki seçimimizi aşktan yana yapmıştık. Yıllar geçtikten, tecrübelerimiz bizi olgunlaştırdıktan sonra ise çoğumuz sevginin emek olduğuna inandık.

Peki, iyi insan olmak neydi? Belki bu soru da defalarca bir yerlerde sorulmuştur.

***

Edmund Wilson demiş ki; “Dünyada, aynı kitabı okumuş olan iki insan yoktur.” Hayatımızı bir kitaba benzetirsek, yaşadıklarımızın ne kadar özgün olduğunu gösterir ki, herkes yazıldığında hayatının roman olma garantisini verir. Belki hayatımızın iyi bir roman mı, kötü bir roman mı olmasını sağlayan bizizdir.

***

İyi olmak, yaratılış mıdır, yaşadıklarımız mı iyi yapar bizi, acılarımız mı, karşılaştığımız olaylara bakış açımız mı, merhametimiz mi, vicdanımız mı, duyarlı olmak mı?

Kim, kendisine öz eleştiri yaptığında, doğru cevabı verir, iyi insan olup olmadığına dair. Kötü insan kendine ben kötüyüm deme cesareti gösterir mi? Ya da kötülük yapmamak iyi insan olmak mı?

Bütün dinlerin, felsefelerin, doktrinlerin ortak amacı iyi olmak değil mi?

Kibir ve hasetten uzak, vicdanlı, merhametli, adaletli olmak, bizi zaten iyi insan yapmaz mı? Terazimizi kişiye göre değişmeyen ilkelerimizle kurmak, doğruya doğru, yanlışa yanlış demek bizi iyi insan yapmaz mı?

İyilik, empati mi yoksa aynı yarayı sende iyileştirdiysen, halden anlamak mı?

İyilik göreceli mi? İyilik karşılık mı bekler? Yoksa balık bilmezse, Halik mi bilir?

***

Pilavcı Haluk Babanın, kuşların önünden özür dileyerek ekmeklerini aldım karnımı doyurmak için, şimdi karnı aç kim gelirse, yemeği benden, demesi mi iyilik?

Gecenin bir yarısı, berbere giden evsize, parası olmadığını söylemesine rağmen, onu tıraş eden, yıkanıp, giyinmesini sağlayarak, iş görüşmesine hazırlayan ve emlakçı olarak işe alınmasını sağlayan, koca yürekli berberin yaptıkları mıdır iyilik? Yıllar sonra maddi sıkıntıları yüzünden dükkanını satmak zorunda kaldığında, yardım ettiği o evsiz kişinin ona dükkanını hediye etmesi midir iyilik?

Çocukları için donör görüşmesine giden anne, babanın hastane koridorunda, doktorun kapısında beklerken, yanında oturmaktan sakındıkları pejmürde insanın, çocuklarının donörü olacağını öğrendiklerinde, önyargılarının yüzlerine çarpması mıdır iyilik?

Hayat Sevince Güzel filminde, köyden gelen kaz çobanı Ayşe’nin, aksi, sevimsiz kim varsa, sevgi tohumu ekerek, herkesin içindeki iyiyi çıkartması mıdır iyilik?

Hayat Güzeldir filminde, Roberto Benigni’nin, savaşın ortasında, oğlu ile Yahudi kampına götürülürken, savaşın tüm acımasızlığını çocuğuna oyun gibi yaşatan babanın yaptıkları mıdır iyilik?

Bizim Aile filminde, benim de favori repliğim olan, “sen mi büyüksün, ben mi?” diyen Yaşar Usta’nın, biz birbirimize parayla, pulla değil, sevgiyle bağlıyız diyerek, sevgisiz bir insanı dize getirmesi midir iyilik?

***

Bu hikayeleri gözleri dolarak okuyan, izleyen mi iyidir?

Hep böyle örnekler gibi olmadı mı hayatımız da? Kim ne ekerse onu biçmedi mi? Kendi edip, kendi bulmadı mı? Rüzgar eken, fırtına biçmedi mi? İyiliği denize atıp, hikmetini balıktan değil, halikten beklemedik mi?

-Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer !

Bizden beklenen iyiliği yapmak için, iyilik yapmamız gereken durumun ne suretle karşımıza çıktığının çokça farkında olmalıyız.

Belki kaybolan bir çocuk olarak çıkar, bir gün bir paket kağıt mendil almamızı gerektirir, kasada parası çıkışmayana ben tamamlarım demeyi gerektirir.

Bir gün yerdeki bir taşı, bir cam kırığını, birinin canının acımasına sebep olmadan kenara çekmekten geçer. Gözü görmeyen Zeki Hoca olarak çıkar bir gün karşımıza, Cuma saati için koluna girip, camiye yetiştirmeniz gerekir. Ya da yazın ortasında, boya tezgahı ile iş yapması pek mümkün olmayan, yanından geçenlere bakan amcaya, bir simit, bir ayran almaktan geçer belki. Belki, yolda ağlayan birine, “Senin için yapabileceğim bir şey var mı?” demektir. Derdini, açlığını, susuzluğunu dile getiremeyen bir patiliye yemek ve su vermektir belki. LÖSEV’e bir tuğla bağışlamaktır belki. Köy Çocukları Okusun derneğinde, bir öğrencinin kırtasiye veya kışlık ihtiyacını karşılamaktır belki. Bazen sosyal deney olarak çıkar karşımıza, bir makarna almanızı ister öğrenci, gözü tok insana gönlünüzden kopanı vermek istersiniz tüm kalbinizle. Belki de sadece gülümsemek kadar basittir. Karşındakine, kendini iyi hissettirecek birkaç sözdür bizden beklenen belki de.

Her ne kadar geçmiş hikayeler bunları gereksiz, tehlikeli ve güvensiz bulsa da, iyilik pişman olmamaktır. Her yaşlıyı karşıya geçirince organ mafyası bizi kaçırmaz, biri düştüğünde elimizi uzatıp kaldırırsak, çantamızı çalmaz. Bir kavgaya denk gelince, bir çığlık atmak, yardım çağırmak bizi suçlu yapmaz, belki bir can kurtarırız.

***

İyilik yapmak için fırsat ayağımıza gelmişse, kesinlikle seçilmiş kişi olduğumuza inanmamız gerekir.

Birinin yüzündeki gülümseme, yüreğindeki ferahlık, gönlündeki dua olmak için değer bence.

İyilik neydi? İyilik bizim seçimimizdi…

***

Sabahattin Ali’nin o harika sözü ile veda edeyim.

“Herkese, içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim.”

reklam

Yorumlar

Yorumlar (1 Yorum)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

  • ekrem başlantı :

    29 Ekim 2025-00:35

    iyilik hep kazansın ağzına sağlık

Özgün Haber Reklam Alanı
Özgün Haber Reklam Alanı
Tema Tasarım | AnatoliaWeb