
AKIŞ
Spora biraz ilginiz varsa, mutlaka “Plank” hareketini duymuşsunuzdur. Vücudun birçok kasını çalıştıran, dirsekler yerde yere paralel bir hareket. 30 günlük programda bu duruş 20 saniye ile başlayıp, 30. günde 5 dakikaya kadar çıkar. Eğer hareketi denediyseniz, direnç vardır harekette, tıpkı gerçek gündemlerden uzak, neye güvenip, neye güveneceğimizi bilmediğimiz bu ülkede yaşamak gibi.
***
İzahı olmayan şeylerin mizahı olur deriz ya hep. Olayları takip ederken yapılan yorumlardaki zeka seviyemize hayran kalıyorum.
Mizah, absürd olsun, kara mizah olsun, ağlanacak halimize güldürmek olsun, her zaman, güçlü bir gözlem yeteneği ve zeka göstergesidir benim için. Umarım sizinde bir dönem çok popüler Atilla Atalay ile yollarınız kesişmiştir. Sıdıka, Civciv Kutusu, Menekşe İstasyonu kitapları gerçek mizah kitabı örnekleri benim için. Özellikle bir dönem dizi olarak seyrettiğimiz “Sıdıka” gerçekten ortalamanın üzerindeydi.
Gerçek gündemleri bir dönem karikatür dergilerinden takip etmiş biri olarak mizahı beceremem de güzel bir hayat derlemesi yapabilirim size.
***
Eğer radyolu bir evde büyüdüyseniz siz nasıl hatırlarsınız bilmem ama. Benim aklıma, radyonun modeline göre frekansların çizili olduğu, kimilerinin çocukken içinde insanların olduğunu sandığı, elektrik kesintilerini önceden öğrenme şansımız olduysa bol bol tombul pil aldığımız ahşap kutular gelir aklıma.
Tuning tuşu vardı radyoların frekansları arasında, istediğimiz yere gidene kadar geçtiğimiz veya durmak için neden aradığımız radyo istasyonlarımız. Ajans, Yurttan Sesler Korosu, Arkası Yarın, Polis Radyosu…
***
Geçen denk geldim. 90’lar reklam kuşağının cıngıllarını derlemişler. Bunları hatırlıyorsanız yaşlanmışsınız demektir diye. Bisküvi denince akla, on yüz baloncuk, işte ferahlık, temizlik, müjde müjde size, bir yere döşenir her yere döşenir, dök dök ye, ne kadar tanıdık değil mi? Biz niye o reklam cıngıllarını ezberledik, çünkü tek kanallı televizyon seyrediyorduk. Adı zap olan kelime hayatımıza girince izlediğimiz şeye geri dönmeyi unuttuk belki de. Öyle olmasa, buz pateninden Katerina Witt, Ben Bilirim’den Bülent Özveren, Arjantin’den Maradona, Müzik Yelpazesinden Sezen Cumhur Önal’ın çikolata renkli sanatçılarını tanımamış olurduk.
***
Müzik dinlemeyi seviyorsanız hangi türden olursa olsun, başından sonuna ezbere bildiğimiz şarkılar vardır mutlaka. Şanslı iseniz evde bir teybiniz varsa, 60’lık, 90’lık kasetler hayatınıza girdiyse, beğendiğiniz şarkıyı geri alıp dinlemekten, kasetin penceresinde iz bıraktıysanız, bazen kasetin sarmasına, kalemle döndürerek düzeltmeye, ses daha net çıksın diye kolonyalı pamukla kristalini silme işlemlerini ya siz yapmışsınızdır ya da görmüşsünüzdür. Ama mutlaka ezberimizde şarkılar vardır.
Mesela Sezen Aksu’nun “Geri Dön” şarkısını ezbere bilirken, yeni çıkan albümde en sevilen şarkısı “Ey Aşk”’ı, sosyal medyada telefon modeline göre sadece 15 veya 30 saniyesini biliyoruz ne kadarı sığıyor süre tutup yazdım.
“ Ey aşk, derin bir suya dalar gibi,
Evin yolunu arar gibi,
Annem saçlarımı tarar gibi,
Daima sana sığınırım.”
Sanmıyorum ki fazlasını bilen çıksın.
Radyoda tuning, televizyonda zap, sosyal medyada 15-30 saniye.
***
Kendi adıma “Akış” deyince, tasavvufta tevekkül gelir aklıma, teslimiyet, psikolojide ise anda kalma, ana odaklanma gelir.
Sosyal medyadaki akış ise Reels kaydırma herhalde, zaman zaman ben de kafamı dağıtmak için yapıyorum maalesef. Kafamız mı dağılıyor, beynimizi mi şaşırtıyoruz, kolaydan bilgi sahibi mi oluyoruz bilemedim. Belki de bizi Saatleri Ayarlama Enstitüsü kitabını okumakta gösterdiğimiz sabırdan uzaklaştırıyordur diye düşündüm.
Hadi modaya uyalım, kısa bir süre için sosyal medyaya bakalım ve Hipokampüsümüze lazım olduğunda kullanmak için bilgiler verelim.
***
- “Lalochezia”; stres ve acının küfür ederek hafifletilmesi.(Fena fikir değil,
küfürün tam zamanı)
- 14 senedir Kuzey Kore lideri olan Kim-Jong-un, dondurmanın adını buzlu
şekerleme, Karaoke’nin adını ekranda eşlik etme makinesi, Hamburger’in adını da, kıymalı iki ekmek olarak değiştirmiş.(Güç zehirlenmesi nerelere kadar uzanıyor, insan “Per perişan” oluyor.
- Daniel J. Boorstin şöhret için; Ünlü tanınmışlığı ile tanınan kişidir demiş.
(Güzel şeylerle hatırlansak hep keşke, omurgalı duruşumuzla)
- Diyojen kinik filozofmuş, Kinizm, zenginlik, güç, şöhret gibi insani duyguları ret
ederek, kendi kendine yetebilen bir düşünce biçimi. (Herkes ihtiyacı kadar yaşasaydı, bu halde olmazdık, kim bilir? )
- Pisagor Adalet Kupası, özelliği bardağın bir yerine kadar doldurulursa, içine
koyduğumuzu içebiliyoruz, eğer doldururken o kolon seviyesini geçirirsek, bardağın içindeki düzenekle her şey dökülüyor. ( Aç gözlülüğü, insan ilişkilerini ne güzel anlatıyor değil mi?)
- Tuna Kiremitçi’nin kitabı çıkmış “Kumarbaz”. Tanıtımından bir kelime
öğrendim. Latince Vixit. Romalılar birinin ölümünü, öldü yerine yaşadı diyerek tanımlarmış. (Sevdiğim kim yaşadıysa, giderken benden de bir parçamı götürdü.)
- Havan dövücünün hınk deyicisi deyimi, ne güzel değil mi? ( Yardakçılık ve
yalakalık yapanlara ne çok yakışır bu deyim.)
- Öforik ruh hali. Olaylara, kişilere karşı aşırı hoşnut davranma durumu.
Her ne kadar Psikoloji’de, travma, uyarıcılar ile doğal dengenin bozulması olarak tanımlansa da. (Bizim ülkemizde, bu zor görülür bence)
***
Eğer akışta bunlar geldiyse şanslıyız tabii ki. Bunların yerine “Erkan, enektarlar koltuğun altında galık beni ara diyen Sekretercell mesajı, psikolog için okumuş kadın incinmişsin dedi diyen arkadaş, TBMM beni bulsun 001’in kendisiyim ben gelse, etkisi 6 ay sürecek Güneş Tutulmasının hayatımıza etkileri gelse, lambır lambır Fazilet gelse, burası burası olsa beğenirdinizler gelse. Ne mi oldu? Saatleri Ayarlama Enstitüsünden sadece “Mübarek” adlı saat kaldı aklımda.
***
Ahmet Hamdi Tanpınar demişken, bir şiirinden kısa bir alıntı ile veda edeyim.
“Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında,
Yekpare geniş bir anın,
Parçalanmaz akışında.”
***
Yaşanılası günlere…

Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.