Yeni adresimiz
Ana Sayfa Yazarlar 28.07.2025 61 Görüntüleme
Sevtap Çapan

İstanbul’da doğan SEVTAP ÇAPAN, 1991-1995 yılları arasında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde dört yıl oyunculuk bölümünde okumuştur. Son sınıftayken İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na (İBBŞT) girmiş ve profesyonel oyunculuk hayatına başlamıştır. 1996 yılından itibaren sinema ve televizyon dizilerinde aldığı rollerle tanınmıştır. Oyunculuk üzerine çeşitli okullarda eğitim veren Çapan, sanatın mutfak kısmıyla da ilgilenmektedir. Yazarlığını yaptığı beş oyunun ikisi, İBBŞT’ de repertuvara alınmıştır. NTV Stüdyoları’nda Seslendirme Sanatçısı kadrosunda yer almaktadır. 2017 yılı itibariyle Profesyonel Artı Sonsuz Firması’nın kuruluşu olan Tiyatro P.A.S’ın Genel Sanat Yönetmeni’dir. Yazdığı senaryolar ile oyunları da bulunan Çapan 8 Kitap yazmış, aktif sanat hayatına da devam etmektedir.

BAZEN

İçime oturuyor bazı sözler, söyleyene bakıyorum tek bir söz söyleyemeden… Usulca çeviriyorum başımı, saklıyorum gözyaşımı…

Kimse beni ağlarken görsün istemem ama bazen…

Sevdiklerimizi mecbur olduğumuz için sevmeyiz, sevdiğimiz için severiz. Söz konusu kişiler aile ise durum değişir mi? Ailesini mecbur olduğu için mi sever bir insan? Kendi menfaati için mi sever? Bu sebeplerden dolayı mı beraberlerdir ömür boyu? Kan bağı, kalp bağı mıdır onları bir arada tutan?

Vicdan mıdır yoksa?

Bir inanışa göre ailemizi doğmadan önce seçip geldiğimiz söylenir bu dünyaya… Ne kadar doğrudur, hiç bilmiyorum. Doğruluğunu varsayarsam kötü bir tercih yaptığımı söyleyemem.

Yine de bazen…

Hayatın içinde belki de fazla yoruldum, eminim benden daha yorgun olanlar da vardır. Herkesin derdi kendine, diye düşünürsek herkes kendi derdinden mesuldür. Dertler koca bir yaşamın içinden gelir geçerler. Bazen teğet geçseler bile rüzgârıyla bizi savururlar bazen hafif bir dokunuşla bile canımızı yakarlar bazen de balyoz gibi inen bir vuruşla sakat bırakırlar bizi… Bu derde sebep olan vaka, eskilerde kalmış olsa da / kişi, ölmüş olsa da her Allah’ın günü o vuruşun ağırlığıyla giderek körleşiriz, sağırlaşırız. Artık zihnin kendi balyozdur; bu güçlü çivi tokmağı, yıkım işine devam eder. Savurma hareketiyle güç kazanarak aynı noktaya yoğunlaşır, kırar, çakar, ezer, parçalar. Bir süre sonra farkında olmadan balyozu çift elimizle tutup en yakınımızdakilere de savurmaya başlarız. Öyle mutsuz ve öyle umutsuz anlarımız olmuştur ki başkasının bize yaptığını şimdi kendimize sonra da başkalarına yapmaktan geri duramayız.

İnsanlar sanırım bu yüzden değişemiyor. Geride bırakmayı bilmiyor kimse… Acının içinden acı sağmaya alışıyorlar. Ünlü yazar Shakespeare’in Macbeth oyunundaki cadılarının repliği gibi:

– Acı üstüne acı, kan üstüne kan!

Kayna kazanım kayna, yan ateşim yan!

Öğrenilmesi gerekiyor, artık büyümek ve kabullenmek gerekiyor. Eski acılarımın üzerine çoktan bastım ben, sen de bas! Acı çekenin acısından değil, onda yarattığı etkilerden, o etkilere maruz kalmaktan şikâyetçiyim. Neler mi bunlar:

Sürekli mutsuzluk

Asık suratlılık

Mütemadiyen memnuniyetsizlik

Hakaret içeren sözler sarf etmeye yönelik alışkanlık

Aşırı kontrolcülük

Her şeyden, herkesten şikâyet etme hali

Nezaketten yoksunluk

Bencillik

Vd.

Ruhumun kaçıp kurtulmak için çırpındığını hissediyorum bazen… Onu tutuyorum. Aslında onu tutan ben değilim de sevgim. Acılarını üzerime kusanlardan kaçabilirim onu takip edersem yani ruhumu… Bunu yapamam, yapmak istemiyorum. Hissettiğim sevgiyi bir kenara atamam ki…

Pekiyi ya bana karşı duyulan sevgi? Gerçek değil mi, diye düşünüyorum bazen…

İçime oturuyor bazı sözler, söyleyene bakıyorum tek bir söz söyleyemeden… Usulca çeviriyorum başımı, saklıyorum gözyaşımı…

Kimse beni ağlarken görsün istemem ama bazen…

İyileşmeni o kadar çok istiyorum ki seni böyle hatırlamak istemediğimden…

reklam

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Özgün Haber Reklam Alanı
Özgün Haber Reklam Alanı
Tema Tasarım | AnatoliaWeb